MENOPOZUN KLİNİK BULGULARI
Menopoza
yeni girildiği yıllarda ateş basmaları, terleme gibi
vasomotor semptomlar hemen her hastada görülmektedir.
Bunu uyku, iştah bozuklukları, emosyonel instabilite,
cinsel işlev bozuklukları izlemektedir. Ciltte kollagen
kaybına bağlı incelme, kırışıklıklarda artma
görülebilmektedir. Menopoz oluştuktan birkaç yıl sonra
giderek belirginleşen urogenital atrofi meydana gelir.
Bu, vaginada cinsel ilişki sırasında oluşan kayganlığın
yeterince olmamasını yani vaginal kuruluğu açıklar. Yine
uretra ve periuretral dokulardaki atrofiye bağlı olarak
uretra boyu kısmen kısalır ve sık idrara çıkma, idrar
hissi geldiğinde bekletememe (urgency) neden olur. Bazı
hastalarda üriner enfeksiyon olmaksızın idrar yaparken
yanma, sızı gibi semptomlar görülebilir.
Geç dönemde osteoporoz ortaya çıkar. Bir
yetişkinin kemik mineral kontenti 35 yaş civarında
maksimumdur. Bundan sonra kemikten kalsiyum kaybı
başlar. Bu kayıp menopozdan sonra iyice hızlanır.
Estrojen eksikliğinde kemik resorbsiyonu artar.
Hastalara tekrar estrojen verildiğinde kemik oluşum
hızının artmasından çok kemik resorbsiyonunda yavaşlama
görülür. Osteoporoz kemik kırılmasında kolaylık
olmasıdır. Hiçbir travma olmaksızın kırıklar meydana
gelebilmektedir. En sıklıkla femur boyun kırıkları ve
vertebra korpusu kırıkları oluşmaktadır. Ancak kırık
oluştuktan sonra ağrı klinik tabloya eklenir. Omurgada
yaşla ve osteoporozla kırıklar oluşmaktadır. Bu minik
korpus kırıkları paravertebral adale spazmlarına sebep
olarak bel-sırt ağrılarına yol açmaktadır. Yine ilerleyen
yaşla birlikte kamburluk artmaktadır, boy kısalmaktadır.
Yetmişli ve seksenli yaşların bu sorunları yaşlı nüfusun
giderek arttığı toplumlarda toplum sağlığı sorunu haline
gelmiştir. Eksersiz kemik kalsiyum kaybını azaltan en
önemli sebeplerden biridir. Kalsiyumdan zengin diyetle
beslenme bir dereceye kadar osteoporozu
engelleyebilmektedir, çünkü kalsiyumun gastrointestinal
absorbsiyonu yaşla birlikte azalmaktadır. Osteoporoz
saptandığında ikincil osteoporoz yapan sebepler; kronik
böbrek yetmezliği, mide ve barsağın alınması,
malabsorbsiyon sendromları, multiple myelom,
hiperparatiroidi, aşırı adrenokortikal etkinlik,
hiperprolaktinemi ve bazı ilaçlar araştırılmalıdır.
Menopozdan önce kadınlar kardiovasküler
hastalığa daha az sıklıkta yakalanmaktadır. Halen en çok
öldüren hastalıklar sıralamasında kardiovasküler
hastalıklar birinci sıradadır. Menopoz öncesinde her 3
erkeğe karşın bir kadında kardiovasküler hastalık
görülmektedir. Kadınların erkekler karşısında sahip
olduğu bu avantaj menopozdan sonra kaybolmaktadır.
Kadının yaşı ilerledikçe kardiovasküler hastalık riski
artmaktadır. Kuşkusuz stress, sigara kullanımı,
eksersizden yoksun yaşam biçimi, yağlardan zengin diyet
alışkanlığı kardiovasküler hastalık riskini etkiler.
Menopoz; bunların arasında faktörlerden sadece biri
olarak değerlendirilebilir. |